Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?Forum - GRUP ANALİZLERİ
Burdasın: Forum => 2010 Dünya kupası => GRUP ANALİZLERİ |
|
brisin (şimdiye kadar 52 posta) |
A GRUBU ANALİZİ Ev sahibi Güney Afrika'nın en büyük kozu hiç kuşkusuz teknik direktör Carlos Alberto Parreira. Deneyimli teknik adam daha önce 1994 yılında ülkesi Brezilya'yı şampiyonluğa taşıdı. Ancak bu kez ciddi bir başarı kazanması oldukça zor. Kadronun büyük bölümünün uluslararası tecrübesi yok ve bir hayli yaşlılar. Turnuvaya ev sahibi sıfatıyla direk katılan Güney Afrika'da takımın tarihindeki en golcü oyuncusu Benni Mc Carty kadroya alınmadı. Bu boşluğu Twente'nin golcüsü Bernard Parker doldurmaya çalışacak. 31 Mayıs'ta oynadıkları ve 5-0 kazandıkları Guetamala maçını saymazsak, pek formda olduklarını söyleyemeyiz. Zira son 6 ayda sadece Madagaskar ve Zimbabve'yi yenebildiler. Mokoena ve Pienaar gibi tecrübeli isimlerin takımı sırtlaması gerekecek. A Grubunun en ciddi favorilerinden biri Meksika. Deneyimli teknik adam Javier Agirre'nin çalıştırdığı Meksika; Brezilya, Arjantin, İtalya ve Almanya'dan sonra kupaya en çok katılan takım. Eleme grubunu ABD'nin ardından ikinci sırada tamamladılar. Savunmasında Rafael Marquez, Ricardo Osorio ve Carlos Salcido gibi deneyimli oyuncuları var. Orta alanda Gerrard Torrado ve Galatasaray'dan tanıdığımız Giovani dos Santos etkili oyuncular. Giovani'nin kardeşi Barcelona'da forma giyen Jonathan Dos Santos kadrodan çıkartıldı. Geçen sezon CONCACAF Gold Cup'ı gol kralı olarak tamamlayan Miguel Sabah'ta aday kadroya çağırılmadı. Takımın hücum yükünü yıllanmış şarap Cuauhtemoc Blanco, Guillermo Franco ve Javier Hernandes gibi isimler karşılayacak. Hazırlık maçlarında en çarpıcı galibiyet Gambiya maçında geldi 5-0 ile, ancak bu ölçü olmaz. Meksika'nın hücum gücü yüksek olsa da grupta mücadele edeceği takımların savunmları hiçte yabana atılmaz. Kariyerinde daha önce Milan ve Boca Joniors gibi takımları çalştırmış olan Oscar Tabarez, elemelerde gruptan direk çıkma hakkı elde edemedi. Uruguay, Costa Rika'yı baraj maçlarında eleyerek Güney Afrika bileti aldı. Savunması, Fenerbahçe'den de tanıdığımız Diego Lugano önderliğinde oldukça sert bir takım. En güçlü yanı hiç kuşkusuz hücum gücü. Diego Forlan ve Ajax'lı Luis Suarez eleme maçlarında 12 gol attı. Edinson Cavani ve Cristian Rodriguez gibi etkili isimleri de unutmamak gerekir. Gol yollarında sıkıntı yaşaması beklenmeyen Uruguay'ın savunmada anlamsız hatalar yapmazsa gruptan çıkmasının çok ta zor olmadığını söylemek mümkün. Grubun kadro itibariyle tartışmasız en güçlü takımı Fransa. İrlanda ile oynadığı baraj maçında Thierry Henry'nin elle kontrol ettiği pozisyonda atılan golle Güney Afrika vizesi aldılar. Teknik Direktör Raymond Domenech, 6 yıldır takımın başında. 2006 yılında takım final oynadı, ancak gelin görün ki bir türlü istenen futbolu oynayamadığı için çok eleştiriliyor. Turnuvadan sonra görevini Laurent Blanc'a devredecek olan Domenech, kadroya Patrick Vieira, Karim Benzema, Samir Nasri gibi isimleri çağırmadı. Horozlar bir türlü istikrarlı kadroya kuramıyor, takım olamamanın skıntısını yaşıyor. Takımda; Franck Ribey, Florent Malouda, Yoann Gourcuff, Nicolas Anelka gibi bireysel yetenkler var ve bu yetenekler skoru her an değiştirebilecek teknik kapasiteye sahip. Ancak bu oyuncular Fransa'yı nereye kadar taşır, orası tam bir muamma! Dünya Kupaları tarihi, takım olamayan kadroların büyük bir başarısını kaydetmedi! --- B GRUBU ANALİZİ B Grubunun en güçlü takımı Arjantin. Eleme grubunu ancak 4. bitirebilen Tangocular bir türlü ideal kadrosunu oluşturamıyor. Takımı çalıştıran efsane isim Diego Maradona, elemelerde hazırlık maçları da dahil olmak üzere toplam 100 oyuncu denedi. Arjantin büyük bir yıldızlar topluluğu, seçim yapmak çok zor. Ancak; Javier Zanetti, Fernando Gago ve özellikle de Esteban Cambiasso'yu kadroya almaması büyük bir infiale sebep oldu. Savunmada Walter Samuel, Martin Demichelis ve Gabriel Heinze gibi tecrübeli oyuncuların yeri garanti gibi. Orta alanda veteran oyuncu Juan Sebastian Veron, Javier Mascherano, Maxi Rodriguez ve Angel Di Maria gibi isimler boy gösterecek. Hücumda tabiki artık taraflı tarafsız herkesin sempatisini kazanmış, dünyanın en iyi futbolcusu kabul edilen Lionel Messi başta olmak üzere; Sergio Agüero, Gonzalo Higuain, Diego Milito gibi isimler yarışacak. Maradona eğer akılalmaz çılgınlıklar yapmazsa, Arjantin'in bu grupan çok rahat çıkacağını iddia etmek, herhalde kahinlik olmaz. Daha önce İsveç'te başarılı olmuş teknik adam Lars Lagerback, Nijerya'nın son 10 yıldaki 9. hocası! Sadece 4 ay gibi kısa bir sürede takımı turnuvaya hazırlamak zorunda kaldı. Nijerya elemelerde çok zorlanarak aldı Dünya Kupası vizesini. Takımın kadrosuna baktığımızda Avrupa'da oynayan birçok oyuncu görmek mümkün. Savunmada; Joseph Yobo, Taye Taiwo, Danny Shittu gibi tecrübeli oyuncular bulunuyor. Chelsea'den tanıdığımız John Obi Mikel orta alanın dinamosu.Hücumda bol alternatifli bir kadrosu var Nijerya'nın. Obafemi Martins ve Yakubu Aiyegbeni gibi isimler özellikle hızlarıyla dikkat çekiyor. Victor Obinna ve Victor Anichebe ise kadroya alınmadılar. Kaleci Vincent Enyeama'nın da penaltı atmakta iyi olduğunu söyleyebiliriz. Nijerya iyi bir kontra atak takımı, turnuvada sürpriz sonuçlara imza atması bekleniyor. Güney Kore 2002 yılında Guus Hiddink ile yarı final oynadı ve bir futbol ülkesi olma yolunda hızla ilerliyor. Takımda o yıldan kalma Park Ji-Sung, Lee Young-Pyo, Cha Du-Ri, ve Seol Ki-Hyeon gibi tecrübeli isimler bulunuyor. Huh Jung-Moo yönetiminde oldukça başarılı bir grafik çizen Güney Kore elemelerde hiç mağlubiyet almazken, oynadığı 14 maçta sadece 7 gol yedi. Takımın en büyük dezavantajı ise kadrodaki oyuncuların büyük bölümünün uluslararası tecrübesi yok. İyi savunması olan Güney Kore, eğer hücumda üretken olursa çok takımın canını yakabilir. Yunanistan deyince her futbolseverin aklına Euro 2004 gelir. Yunanlılar, o dönemki kadrodan çok büyük değişim yaşamadı. Takım yaşlandı, hatta tenik direktör Otto Rehhagel bile 72 yaşına geldi ve turnuvanın en yaşlı teknik direktörü olacak. Elemelerde başarılı bir grafik çizdikleri söylenemez. Ukrayna'yı baraj maçlarında eleyerek geldi Güney Afrika'ya. En büyük sorun orta sahada yaratıcı, teknik kapasitesi yüksek oyuncu olmaması. Giorgos Karagounis, Kostas Katsouranis ve Angelos Basinas orta alanda üretken olamıyorlar. Giorgios Samaras, Angelos Charisteas, Dimitris Salpigidis ve elemelerde 10 gol atıp büyük sükse yapan Theofanis Gekas gibi alternatifli forvet hattı, takımın en büyük avantajı olarak göze çarpıyor. Yunanistan'dan bu kez ciddi bir sürpriz beklenmiyor. --- C GRUBU ANALİZİ C Grubunun en güçlü takımı olan İngiltere, elemelerinde en başarılı takımı oldu. Oynadıkları 10 maçta 9 galibiyet alıp, 34 gol attılar. Bu başarının en büyük mimarı hiç kuşkusuz kurt hoca Fabio Capello. 2 yıl önce takımın başına geçen İtalyan hoca, takıma yeni anlayış getirdi. İngiltere tarihi boyuncu hep iyi oyunculara sahip olmasına karşın, bu tip turnuvalarda başarısız oldu. Çünkü hep birşeyler eksikti, takım olamıyordu, saha dışı disiplin yoktu. Capello ile bu eksikler giderildi. İngilizler hiç inanmadığı kadar inanıyorlar bu kez kupayı kaldıracaklarına. Saha içine bakacak olursak, savunma dörtlüsü; Ashley Cole, John Terry, Rio Ferdinand ve Glen Johnson'dan oluşuyor. Orta alanda Frank Lampard ve Steven Gerard'ın yeri garanti. Sakantlıktan dönecek Gareth Barry'nin ne zaman form tutacağı tam bir soru işareti. Forvette ise Peter Crouch, Emile Heskey ve Jermaine Defoe, Wayne Rooney'in yanında oynamak için birbirleriyle yarışacaklar. Theo Walcott'un kadro dışı kalması kimi çevreleri tedirgin ettiyse de, Capello'ya olan güveni azaltmadı. Kupanın en ciddi adayının grbunu da puan kaybetmeden tamamlaması bekleniyor. Elemelerde grubunu lider bitirip Güney Afrika'ya gelen ABD'nin çalıştırıcısı Bob Bradley, uzun yıllardır kolej futboluyla ilgileniyor. Takım, adını en çok Konfederasyonlar Kupası'ında İspanya'yı yendiği maç ile duyurdu Ülke futbolunun son yıllarda bir çıkış trendi yaşadığı gerçek. Avrupa'ya da önemli oyuncular ihraç ediyorlar. Tim Howard, Oguchi Onyewu, Jonathan Spector, Ricardo Clarc, Da Markus Beasley, Clint Dempsey bunlardan birkaçı. Elemelerde takımın en golcü ismi olan Jazy Altidore'yi de unutmamak gerek. ABD'nin en büyük eksiği, genç ve tecrübesiz bir kadroya sahip olması. Grupta Slovenya ile ikincilik mücadelesi verecektir. Grubun en zayıf halkası Cezayir. Elemelerde çok zorlanarak geldiler. Teknik direktör Rabah Saadane takımın başında 5.dönemini yaşıyor. Son 20 yıla damgasını vuran teknik adamın kariyerinde ciddi bir başarısı yok.Oyuncuların büyük bölümü Avrupa'da oynasa da fazla forma şansı bulan, önplana çıkan oyuncular olduğunu söyleyemeyiz. Rafik Saifi ve Wolfsburg'da oynayan Karim Ziani takımın en etkili oyuncuları. Takımın en büyük avantajı, kendilerinden beklentisi olan taraftarların olmayışı. Dolayısıyla maçlara stressiz çıkacaklar. 1 puan almaları bile çok büyük bir başarı sayılır. Uzun yıllar Slovenya ümit milli takımını çalıştıran teknik direktör Matjaz Kek, 2007 yılında A millilerin başına geçti. Elemelerde grubunu ikinci tamamladılar ve baraj maçlarında Rusya gibi bir takımı eleyerek buraya geldiler. Slovenya'nın en güçlü yanı; genç oyunculardan oluşmasına rağmen, oldukça başarılı bir grafik çizen savunması. Zira eleme grubunda oynadıkları 10 maçta sadece 4 gol yediler. Bu başarıdaki en büyük paylardan biri de hiç kuşkuk yok Udinese'de forma giyen kaleci Handonoviç. Takımın en büyük avantajı, oyuncuların çok büyük bir bölümünün Avrupa'da forma giymesi. Ancak bu oyuncuların henüz çok genç ve tecrübesiz olduklarını da gözardı etmemek gerekir. Slovenya, grup ikinciliği için ABD'yi zorlayacak gibi görünüyor. --- D GRUBU ANALİZİ Kupanın en büyük favorisi olarak gösterilmese de Almanya "futbol ekolü" denince akla ilk gelen takımlardan biridir. Tarihi başarılarla dolu Panzerler, elemelerde mağlubiyet almayan ender takımlardan biri. Takımın en önemli oyuncusu Michael Ballack sakatlandı ve kupaya yetişemiyeceği açıklandı. Onun yerine oynayacak en büyük aday Türk asıllı Mesut Özil. Heiko Westerman da sakatlığında dolayı kadrodan çıkartılsa da savunmada; Philipp Lahm, Arne Friedrich, Per Mertesacker, Holger Badstuber ve yine Türk asıllı Serdar Taşçı gibi önemli oyuncular var. Orta alanda Bastian Schweinsteiger, Marko Marin ve Toni Kroos gibi teknik kapasiteleri yüksek oyuncular bulunuyor. Almanya'nın hücumdaki en büyük kozu ise Miroslav Klose. Polonya asıllı yıldız turnuvada 5 gol daha atarsa toplamda Dünya Kupalarının en gollü oyuncusu olacak. Bu grupta kendisini zorlayabilecek tek takım Sırbistan. Avustralya oynadığı eleme gruplarını fazla zorlanmadan lider bitirerek geldi. Takımı Guus Hiddink'in eski öğrencisi Pim Verbeek çalıştırıyor.Craig Moore ve Galatasaray'dan tanıdığımız Lucas Neill defansın belkemiği. Yine Galatasaray'da forma giyen Harry Kewell, Everton'lı Tim Cahill 0ve Palermo'lu Mark Bresciano orta sahanın değişmez isimleirnden. Forvet hattındaki forma savaşında ilk aday Joshua Kennedy. Takımın en büyük dezavantajı çok yaşlı oyunculardan oluşması. Takımın yarısından çoğu 30 yaş ve üzeri oyunculardan oluşuyor. Avustarlya grupta Sırbistan ile kıyasıya bir ikincilik mücadelesi vermesi bekleniyor. Daha önce R.Madrid ve Barcelona gibi takımları çalıştıran Radomir Antiç, 2008 yılında Sırbistan'ın başına geçti. Fransa'nın da bulunduğu eleme grubunu lider bitirdiler. Sırbistan için"gizli yıldızlar topluluğu" diyebiliriz. Pek dikkat çekmesede mükemmele yakın bir kadrosu var. Kadrodaki oyuncuların neredeyse tamamı Avrupa'da forma giyiyor. Branislav İvanovic ve Nemenja Vidic gibi dünya çapınca savunmacıları var. Milos Krasic ile Milan Jovanovic kanatlarda oynayan yıldız oyuncular. Orta alanın ortasında İnter'li Dejan Stankovic oynayacak.Forvet hattında ise; Marko Pantelic, Danko Lazovic ile 2.02'lik santrafor Nicola Zigiç yarışacaklar.Oldukça etkili bir kadroya sahip olan Sırbistan, elemelerde çok iyi futbol oynadı. Teknik kapasiteleri yüksek oyuncular sayesinde özellikle de kanatları çok iyi kullanıyorlar ve baş döndürücü bir hızda oynuyorlar. Herkes Avustralya ile ikincilik mücadelesi vermelerini beklerken, büyük bir sürpriz yapıp grubu lider dahi bitirebilirler. Gana takımını Sırp hoca Milovan Rajevac çalıştıyor. Pek kariyerli bir hoca olduğunu söyleyemeyiz, zira bugüne kadar ülkesinden dışarı çıkmadı. Milli formayı en çok giyen oyuncu Richard Kingston kalede güven veriyor. John Mensah, Hans Sarpei gibi savunmacıların yanında, orta alanda Sulley Muntari ve Fenerbahçe'den hatırladığımız Stephan Appiah gibi isimler dikkat çekiyor. Forvette Asamoah Gyan ve Matthew Amoah hızlarıyla rakip savunmaları zorlayacaklar. Gana kontra ataklarda çok etkili. Grubun en zayıf halkası olarak gözükse de bir sürpriz yapması muhtemel. --- E GRUBU ANALİZİ Kupanın en güçlü takımların biri de hiç kuşkusuz Hollanda. Portakallar, eleme grubunda oynadığı tüm maçları kazandı, üstelik bu maçlarda sadece 2 gol yedi. Tecrübeli oyunculardan kurulu bir savunması var. Wesley Sneider, Rafael van der Vaart, Mark van Bommel ve Arjen Robben gibi teknik kapasiteleri çok yüksek orta sahası en güçlü yanını oluşturuyor. Forvette ise Robin van Persie başta olmak üzere; Klaas Jan Huntelaar, Dirk Kuyt, Ryan Babel forma mücadelesi verecek isimler. Veteran golcü Ruud van Nistelrooy teknik direktör Bert van Marwijk tarafından kadroya çağırılmadı. Hollanda bugüne kadar oynadığı turnuvalarda hep favori başlıyor ama bir türlü istenen başarıyı yakalayamıyordu. Her defasında savunma zaafları yakıyordu portakalları. Ancak bu kez savunmaları hiç olmadığı kadar iyi. Tecrübeli savunmacılar, genç ve yetenekli hücumcular ile turnuvanın en büyük favorilerinden biri olan Hollanda, grubunu çok ta fazla zorlanmadan bitirecektir. Danirmarka deyince akla 1992 yılı gelir. Euro 92'ye büyük bir şans eseri katılan oyuncular, turnuvayı şampiyon tamamlayarak mucizevi bir başarıya imza atmışlardı. O günlerden bugünlere pek birşey değişmedi. Danimarka hala iyi takım, hala çok iyi oyuncuları var ama ciddi bir başarı elde edemiyorlar. Takımı yaklaşık 10 yıldır Morten Olsen çalıştırıyor. Vikingler, eleme grubunda Portekiz ve İsveç gibi takımları geride bırakarak Güney Afrika vizesi aldı. Liverpool'da forma giyen Daniel Agger ve Palermo'lu Simon Kjaer tandemde oldukça başarılı. Martin Jorgensen ve Dennis Rommedahl, kanatların hızlı ve tecrübeli oyuncuları. Orta alanın ortasında ise pas yüzdesi yüksek oyuncular Daniel Jensen ile Christian Paulsen oynayacaklar. Forvette veteran golcü Jon Dahl Tomasson, Arsenal'ın yıldızı Nicklas Bendtner, genç santrafor Soren Larsen ile tecrübeli oyuncu Jesper Gronkjaer forma savaşı verecekler. Takım oldukça iyi ve kaliteli oyunculardan oluşuyor, ancak biraz yaşlı olduğunu da söylemek mümkün. Takımın yarışı 30 yaş ve üzeri oyunculardan oluşuyor. Bu Danimarka'nın en büyük dezavantajı olacaktır. 2007 yılında Japonya'nın başına geçen teknik direktör Takeshi Okada, fizik gücü çok yüksek bir takım yarattı. Güney Afrika'ya zorlanarak gelseler de hedefleri büyük. Takımın en güçlü yanı orta sahası. Shunsuke Nakamura, Keisuke Honda, Junichi İnamato ve Yasuhito Endo teknik kapasiteleri yüksek ve aynı zamanda mücadeleci oyuncular. Japonların en büyük dezavantajı; ilerde bitirici bir forvet oyuncusu olmayışından dolayı, gol yollarında sıkıntı yaşıyorlar. En büyük artısı da, nereye giderlerse gitsin kendilerine hiç bir zaman yalnız bırakmayan taraftarı. Danimarka ve Kamerun ile ikincilik mücadelesi verecekler. Eleme grubuna sıkıntılı başlayan Kamerun, Fransız teknik direkör Paul Le Guen'in takımın başına gelmesiyle çıkışa geçti ve Güney Afrika bileti aldı. Takımda fizik gücü yüksek ve hızlı oyuncular bulunuyor. Carlos Kameni kupaya katılan en iyi kalecilerden birisi. Trabzon'da oynayan Rigobet Song ve geçtiğimiz sezon Ankaragücü'nde izlediğimiz Geremi Njitap savunmanın önemli isimleri. Orta alanda Lyon'da forma giyen Jean Makoun ve Arsenal'de sık sık forma şansı bulan Alexandre Song pas yüzdesi yüksek ve mücadeleci oyuncular. Takımın en iyi oyuncusu hiç kuşku yok ki Samuel Eto'o. Yıldız golcü eleme maçlarında 9 gol attı. Kamerun'un zayıf tarafı genç oyuncu sayısının fazla oluşu ve bu genç oyuncuların turnuva tecrübelerinin olmayışı. En büyük avantajlarından biri de, kupanın Güney Afrika'da düzenlenmesi. Afrika Aslanları belki kupayı kıtada tutacak güce sahip değiller ama ciddi bir başarı elde etmesi oldukça mümkün. Gruptan çıkamamaları başarısızlık sayılacaktır. --- F GRUBU ANALİZİ İtalya kupaya "son şampiyon" sıfatıyla katılıyor. Kötü geçen Euro 2008 macerasının ardından, 2006'da takımı şampiyon yapan teknik direktör Marcelo Lippi yeniden takımın başına geçti ve eleme grubunu yenilgisiz tamamlayarak Güney Afrika bileti aldılar. Normalde böyle bir takımın, kupanın en büyük favorisi olması gerekirken, İtalyanlar eleştiri yağmuruna tutuluyor, hatta kupayı kaldırmalarının sürpriz olacağı iddiia ediliyor. Çünkü İtalyan milli takımı tarihindeki en kötü kadrolardan birine sahip. Takımda en çok forma giyen oyuncu Fabio Cannovaro bile kendine oynayacak klüp bulamıyor. Kaleci Gianluigi Buffon belkide takımın en önemli oyuncusu. Savunmaya, 2006'da kadroda yer almayan bir çok yeni oyuncu davet etti Lippi. Orta sahanın en önemli oyuncusu Andrea Pirlo sakatlandı ve kadrodan çıkarıldı. Artık bütün yük Gennaro Gattuso, Daniele de Rossi ve Alberto Aquilani gibi oyuncuların omuzlarında. Forvet hattında forma savaşı verecek isimler; Alberto Gilardino, Vincenzo Iaquinta, Giampaulo Pazzini, Fabio Quagliarella ve Serie A'nın gol kralı Antonio Di Natale. Milan'da bu sezon iyi işer çıkartan Marco Boriello ve Villarreal'in yıldızı Guiseppe Rossi, teknik direktör Marcelo Lippi tarafından üstü çizilen isimler oldu. Takımda tecrübeli oyuncu sayısı fazla olması Gök Mavililer için bir avantaj olabilir. Takımın en büyük sıkıntısı ise, kadroda teknik kapasitesi yüksek yaratıcı oyuncu bulunmaması. Bu kadar güçlü rakipler varken İtalya'dan kimse şampiyonluk beklemiyor ama gruptan çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor. F Grubunun en önemli favorilerinden biri de Paraguay. Takımı, bir dönem Marcelo Bielsa'nın yardımcılığını yapan Gerardo Martino çalıştırıyor. Geçtiğimiz aylarda silahlı saldırıya uğrayıp, başından vurulan takımın en golcü oyuncusu Salvador Cabanas, hızla iyileşmesine karşın kadroya alınmadı. Ancak Roque Santa Cruz ve Nelson Valdez O'nu aratmayacaktır. Bir diğer golcü Oscar Cardozo'nun sakatlığı devam etmesine rağmen kadroya alındı. Takımın en güçlü yanı savunma. Brezilya ve Şili'nin ardından 3. olarak tamamladıkları eleme grubunda 18 maçta 16 gol yediler. Savunma oyuncularının yaş ortalaması 30'un üzerinde. Daha çok kapanıp, kontra atak yapmayı tercih eden bir yapıları var. Grupta Slovakya ile ikincilik mücadelesi verecekler. Turnuvanın en zayıf takımların biri de Yeni Zelanda. Fiji, Vanuatu ve Yeni Kaledonya'nın bulunduğu eleme grubunu lider tamamlayarak baraj maç oynamaya hak kazandılar. Bu maçta Bahreyn'i geçerek Güney Afrika vizesi aldılar. 48 yaşındaki Ricki Herbet'in çalıştıdığı Yeni Zelanda'nın profesyonel oyuncu sayısı bile çok az. Oyuncuların büyük bölümü kasap, bakkal, manifaturacı vs. Bu takım için söylenecek çok fazla söz yok. En büyük avantajları, gruptaki rakiplerinin, diğer gruplardaki takımlara oranla nispeten daha zayıf olması. Kuzey Kore'nın yerine G grubuna düşselerdi, tarihi gol yeme rekoru kırarak evlerine dönebilirlerdi. Yeni Zelanda'nın hedefi mümkün olduğunda az gol yiyerek grubunu tamamlamak olacaktır. 1 puan bile onlar için mucizevi bir başarı sayılır. Uluslarası başarısı bulunmayan teknik direktör Wladimir Weiss'in çalıştırdığı Slovakya; Çek Cumhuriyeti, Kuzey İrlanda ve Polonya gibi takımların mücadele ettiği eleme grubunu lider tamamladılar. Savunmanın en önemli ismi Liverpool'da forma giyen Martin Skrtel. Eleme maçlarında takımın en golcü oyuncusu olan Stanislav Sestak, Beşiktaş'ın yıldızı Filip Holosko, ve bu sezon Ankaragücü'ünde forma giyen Marek Sapara ile Robert Vittek takımın hücum gücünü oluşturan isimler. Turnuvanın en büyük yıldız adaylarından biri de Napoli'de oynayan Marek Hamsik. Daha önce Beşiktaş'ta forma giymiş orta saha oyuncusu Miroslav Karhan ise sakatlığından kadrodan çıkartıldı. Slovakya nispeten kolay bir gruba düştü. Paraguay ile oynayacakları maç grubun kaderini belirleyecek. --- G GRUBU ANALİZİ Bugüne kadar tüm oynanan tüm turnuvalara katılmayı başaran, kupayı en çok kazanan, en çok maç yapan, en fazla galibiyet sayısına ulaşan ve en çok gol atan takım Brezilya. Bazı maçlarda zorlansa da, eleme grubunu ilk sırada tamamlamayı başardılar. 2006 yılında takımın başına geçen Dunga, 1994 yılındaki turnuvada kaptan olarak kupayı kaldırmıştı. İlk başlarda çok eleştirilen Brezilyalı teknik adam, 2007 yılında Copa America ile 2009 yılında Konfederasyonlar Kupası'nı kazanarak kendini ispatladı. Ancak, başta Ronaldinho olmak üzere, Diego, Pato, Adriano, Marcelo ve Fenerbahçe'de forma giyen Andre Santos gibi isimleri kadroya almaması büyük tepki çekti. Savunmada Bastos, Lucio ve Juan'ın forması garanti gibi. Sağ bekte İnter'in yıldızı Maicon ya da Barcelona'nın yıldızı Daniel Alves forma giyecek. Önlibero mevkiinde ise, bu sezon Juventus'ta hayal kırıklığı yaratan Felipe Melo ile veteran oyuncu Gilberto Silva'nın forma giymesi bekleniyor. Bu ikilinin önünde sakatlığını tamamen atlatan Kaka, sol kanatta Robinho, sağ kanatta Galatasaray'da forma giyen Elano oynayacak. Forvet hattında ise, Nilmar ve Grafite, Luis Fabiano'dan formayı kapmaya çalışacaklar. Bir çok önemli yıldız çağırılmasa da hala çok iyi ve güçlü bir kadrosu var Sambacılar'ın. En büyük sıkıntı sağ kanatta yaşanacak. Elano tipik bir sağ kanat oyuncu değil, bu yüzden bu kanattan pek üretken olması beklenmiyor. Daha önce hiç olmadığı kadar savunma güvenliğini ön planda tutmasıysa en büyük artısı diyebiliriz. Zorlansa da gruptan çıkmayı başaracaktır. Kupanın en gereksiz takımlarının başında Kuzey Kore geliyor. Bu takımın Güney Afrika'da olması bile, Dünya Kupası'nın kalitesinin düşmesi için yeterli bir sebep. İsviçre'nin Wiel takımında oynayan Kim Kuk-Jin ve Rusya'nın Rostov takımında oynayan Hong Yong-Jo dışında Avrupa'da forma giyen oyuncuları yok. Kadronun neredeyse tamamı yerel ligde oynuyor. Elemelerde Moğolistan ve İran gibi takımları alt ederek geldiler. 5 kişilik katı bir defans anlayışları var. Kuzey Kore bırakın 1 puan almayı, 1 gol atması bile sürpriz sayılacaktır. Son oynanan Afrika Uluslar Kupası'ında Fildişi Sahili çeyrek finalde elenince, tekink direktör Vahid Halilhodzic kovuldu ve yerine Sven Goran Ericsson getirildi. Takım, eleme grubunda fazla zorlanmadı. Bu maçlarda takımının en golcü oyuncusu olan Chelsea'nin yıldızı Didier Drogba'nın sakatlanması bütün hesapları alt üst ettti. Turnuvaya büyük bir ihmalle yetişemeyecek. Ancak bu sakatlığın takımı ne derece etkileyeceği bilinmez. Zira Fildişi Sahili'nin kadrosundaki hemen hemen tüm oyuncular Avrupa'nın üst düzey liglerinde forma giyiyorlar. Savunmada Emmanuel Eboue, Kolo Toure ve Arthur Boka gibi kaliteli oyuncuları var. Orta alanın ortasında Barcelona'nın yıldızı Yaya Toure, Sevilla'nın iki yıldızı Didier Zokora ve Romaric forma mücadelesi vereecek. Kanatlarda; Gervinho, Salomon Kalou ve Galatasaray'da forma giyen Kader Keita yarışacaklar. İleri uçta ise; Aruna Dindane, Drogba'nın boşluğunu doldurmaya çalışacak. Çok hızlı oynayan ve fizik gücü yüksek bir takım Fildişi Sahili. Ancak Drogba'nın sakatlığı ve gruptaki rakiplerin gücü, işini zorlaştırıyor. Gruptan çıkmak istiyorsa Brezilya ya da Portekiz'den birini yenmek zorunda. G Grubunun en güçlü takımlarıda biri de Portekiz. Daha önce Manchester United menejeri Sir Alex Ferguson'un yardımcılığını yapan, bir süre sonra Real Madrid'in başına geçen teknik direktör Calos Queiroz, yaklaşık 20 yıl önce de Portekiz milli takımınında çeşitli kademelerde görev yapmıştı. Büyük takımlarda görev yapmasına karşın, kariyerinde gözle görülür hiç bir ciddi başarısı yok. Eleme grubunu 2. bitirdiler, sonrasında ise Bosna Hersek'le baraj maçı oynama zorunda kaldılar. Savunmanın ortasında Ricardo Carvalho ve Bruno Alves gibi tecrübeli isimler yeralacak. Takımın orta sahasının en önemli yıldızı hiç kuşkusuz Rela Madrid'de forma giyen Cristiano Ronaldo. Kanatların diğer etkili oyuncuları ise; Simao Sabrosa ve Nani. Oldukça hızlı ve teknik kapasiteleri yüksek oyuncuları sayesinde, rakip kalede pozisyon zenginliği üretmekte zorlanmıyorlar. Ancak ne var ki bu pozisyonları tamamlayacak bir bitirici oyuncu yok. Pedro Pauleta'nın takımdan ayrılmasından sonra, Hugo Almeida ve Liedson bu boşluğu tam olarak doldurabilmiş değil. Potekiz, böyle rakip kalede bulduğu pozisyonları cömertçe harcamaya devam ederse, futbolun yazılmayan en büyük kuralına maruz kalır: "atamayana atarlar... --- H GRUBU ANALİZİ İspanya tarihindeki hiç bir Dünya Kupası'ında bırakın şampiyon olmayı, final dahi oynayamadı. Ancak bu sefer şeytanın bacağını kıracak gibi görünüyor. Euro 2008'de şampiyon olan takım, taraflı tarafsız bir çok otoritenin mutlak favorisi. Çünkü bu jenerasyon İspanya'nın tarihindeki en iyi jenerasyon. Eleme grubundaki tüm maçlarını kazanan İspanyollar, maç başına 2.8'lik gol atma ortalaması yakalarken, bu maçlarda sadece 5 gol yedi. Takımı, daha önce Real Madrid'de sayısız başarılara imza atmış olan yaşlı kurt Vicente Del Bosque çalıştırıyor. Kadroya baktığımızda İker Casillas için milli takım tarihinin en başarılı kalecisi diyebiliriz. Defans daha çok Barcelona'da forma giyen oyunculardan oluşuyor. Gerard Pique ve Carles Puyol belki de dünyanın en iyi iklisi diyebiliriz tandemde. Ancak İspanya'nın en zayıf noktası bekleri. Ne Sergio Ramos, ne Alvaro Arbeloa, ne de diğerleri tam anlamıyla bir bek değil. En azından ofansif yönleri çok zayıf. Orta alandaki forma savaşı akıllara ziyan. Xavi, Andres İniesta, Xabi Alonso ve Cesc Fabregas formayı kapabilmek için birbirleriyle kıyasıya bir yarış verecekler. Kanatlarda Barcelona'nın genç oyuncusu Pedro, Valencia'nın yıldızı Juan Mata ve Sevilla'nın kaptanı Jesus Navas etkili oyuncular. Forvet hattında David Villa'nın forması garanti gibi. Bir diğer yıldız Fernando Torres'in sakatlığı devam ediyor, ancak ilk maça yetişmesi bekleniyor. Bu sezon Fenerbahçe'de çok sayıda gol atmasına rağmen kaçırdıklarıyla saç baş yolduran Daniel Guzia, Del Bosque tarafından kadrodan çıkarıldı. İspanyollar mutlak favori ancak, Dünya Kupası'nı bugüne kadar hiç bir favori kazanamadı. İspanyolları yenmek çok zor ama imkansız değil! Turnuvanın en flaş takımlarından biri olması beklenen İsviçre'yi, turnuvaya katılan takımların teknik direktörleri içinde en çok kupa kazananı Ottmar Hitzfeld çalıştırıyor. Şampiyonlar Ligi'ni iki farklı takımla kazanan iki teknik direktörden biri olan Alman hoca, takımına mükemmele yakın bir futbol oynatıyor. Eleme grubunu ilk sırada tamamlayan İsviçre, özellikle genç kadrosuyla oldukça iddialı. Kadronun büyük bölümü Avrupa'nın üst düzey liglerinde oynuyor. Savunması; Stephan Lichtsteiner, Stephane Grichting, Philippe Senderos ve sakatlanan Christoph Spycher yerine kadroya dahil edilen Ludovic Magnin'den oluşuyor.Orta sahada alternatifli kadrosu olan İsviçre'de; Marco Padalino, Benjamin Huggel, Valon Behrami, Bayer Leverkusen'in yıldızı Tranquillo Barnetta ve Türk asıllı oyuncular Hakan Yakın ile Gökhan İnler önemli oyuncular olarak göze çarpıyor. Takımın en golcü oyuncusu kaptan Alexander Frei'nin hafif bir sakatlığı var ancak ilk maça kadar iyileşmesi bekleniyor. Marco Streller, Blaise Nkufo ve yine Türk asıllı Eren Derdiyok, Frei'nin alternatifleri. Oldukça güçlü ve alternatifli bir kadrosu olan İsviçre'yi grupta zorlayacak tek takım İspanya. Her Dünya Kupası'na CONCACAF grubundan mutlaka gereksiz bir takım gelir! 2010 Dünya Kupası'ında bu takımın adı: Honduras! Grupta ABD ve Meksika'nın arkasında 2. olarak Güney Afrika vizesi aldılar. 2007 yılında takımın başına geçen Kolombiya'lı teknik direktör Reinaldo Rueda'nın kariyerinde hiç bir ciddi başarısı yok. Takım kadrosu çok vasat ve alternatifsiz. En önemli oyuncuları, Tottenham'da oynayan Wilson Palacios ve yıllardır Serie A'da oynayan tecrübeli golcü David Suazo. Bugüne dek Avrupa'da hiç forma giymemiş ancak milli takımda en çok gol atan oyuncu ünvanını elinde bulunduran Carlos Pavon'da takımın en kritik oyuncularından biri. Pavon, eleme grubunda oynadığı 9 maçta 7 gol kaydetti. Sonuç olarak Honduras'ın gruptan çıkması mucizelere bağlı diyebiliriz. H Grubunun en dşli takımlarında biri de Şili. Fransa 98'de kazandığı başarıdan sonra (ikinci tur), 2002 ve 2006 Dünya Kupası'na katılamayan Şili, bu kez çok çalışıp Güney Afrika bileti aldı. 2002 Dünya Kupası'ında Arjantin'i gruptan çıkaramayan teknik direktör Marcelo Bielsa'nın çalıştırdığı Şili, elemlerde zorlansa da iyi futbol oynayarak bir çok otoritenin dikkatini çekti. Kaleci Cladio Bravo, kalesinde olduğu kadar rakip kalede de etkili bir golcü! Zira, tıpkı Güney Amerika'nın diğer güçlü ülkelerinden Paraguay'ın efsane eski kalecisi Jose Luis Alex Chilavert gibi mükemmel firkik golleri atıyor. 3'lü savunma yapan takımda; Waldo Ponce, Gonzalo Jara ve Bayer Leverkusen'de oynayan Artura Vidal oynuyor. Bielsa, kalabalık orta sahada hem fizik gücü, hem de teknik kapasitesi yüksek oyuncuları tercih ediyor. Mark Gonzales, Beşiktaş'lı Rodrigo Tello ve 2006 yılında Güney Amerika'nın en iyi oyuncusu seçilen Matias Fernandes bunlardan birkaçı. Takımın ileri uçtaki en iyi oyuncusu Humberto Suazo, eleme grbunda 10 gol atmayı başardı. Ayrıca Udinese'nin genç yıldızı Alexis Sanchez'i de unutmamak lazım. Şili'nin en büyük dezavantajı çok genç ve tecrübesiz oyunculardan oluşan bir kadrosunun bulunması. Ancak kalabalık orta sahası, özellikle İspanya gibi takımları biraz zorlayacaktır. Honduras'u geçmekte belki zorlanmayacaklardır ama gruptan çıkmak istiyorlarsa İspanya ya da İsviçre'den puan almak zorundalar. Şili'nin işi bir hayli zor. |
Cevapla:
Bütün konular: 36
Bütün postalar: 65
Bütün kullanıcılar: 266
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse www.brisin.tr.gg